Edited Books


Bu kapsamlı eser, 40’tan fazla araştırmacının katkısıyla, Dersim’in (Tunceli) Nazımiye (Qisle) ilçesinin tarihsel, sosyolojik ve kültürel zenginliğini çok disiplinli bir bakış açısıyla ele alıyor. Kitap, Nazımiye’nin demografisinden aşiret yapılarına, Ermeni mirasından Alevi inanç izlerine, müzikten toplumsal mücadelelere kadar geniş bir yelpazede derinlemesine analizler sunuyor. Nazımiye kitabı, Dersim çalışmaları, Alevilik araştırmaları ve Anadolu kültürel tarihi ile ilgilenen herkes için önemli bir başvuru kaynağı olmayı vaat ediyor.
Kitaba Katkı Sunanlar:
Şükrü Aslan, Zülfiye Koçak, Ali Sağlam, Uysal Dıvrak, Mehtap Tosun, Suphi İzol, Kamil Fırat, Mehmet Teker, Serkan Erdoğan, Ümit Akagündüz, Ali Gök, Helin Akyol, Hüseyin Canerik, Hıdır Sönmez, Çetin Düzce, Ayhan Bilgin, Kazım Arık, Cemal Taş, Eren Şahin, Özkan Yıldız, Edibe Şahin, Yüksel Mutlu, Serhat Kaçar, Songül Özdağ, Hüseyin Güngör, Özden Gider, Ahmet Kerim Gültekin, Hıdır Dulkadir, Sibel Taş, Daimi Cengiz, Yusuf Arslan, Sait Baksi, Turan Fırat, Baran Sever, Hüseyin Tekin, Fatma Altay, Nazan Güneş, Erol Sarı, Taylan Sancar, Savaş Karabulut, Mualla Cengiz, Muammer Tün ve Methiye Gündoğdu Gök.

Bir yanda: Cumhuriyet’in Sünni kalbinde herkesin iliğini kemiğini sömürürken mağduriyet gözyaşları döküp Cumhuriyet’i Kızılbaşlıkla suçlayanlar; Alevileri “celladına aşık” diye işaretleyenler; “Cumhuriyet elden gidiyor” diye alavere dalavere Alevileri Cumhuriyet nöbetine koşanlar; kendi mahallesindeki camiyi görmeyip Alevinin Dede’sine tavşan eti satmaya çalışan ya da “bunlar yeni modalar” diyerek büyük körlüğe alkış tutmaya devam eden Cumhuriyet’in “has yurttaşları…”
Bir yanda: Yeri geldi mi “elin Arabına bulaşmamış saf Müslüman”, yeri geldi mi “Arap Alevi sapık”; yeri geldi mi “dinden habersiz, cahil, putlara tapan”; yeri geldi mi “öz be öz Türk”; yeri geldi mi “Kızılbaş değil mi? Mum söndü, ensest…”; yani Cumhuriyet’in temiz ulusunun ruhunu kirletenler, hastalık taşıyıcıları, rehabilite edilmesi gerekenler, nihayet sömürgecilikle malül antropolojik bir nesne olarak Alevileriyle Cumhuriyet’in ta kendisi….
Elinizdeki kitap yüzyıllık Cumhuriyet’le Alevilerin gerilimli dengesinin izlerini sürüyor. Gerilimli çünkü Cumhuriyet’in yüz yıllık tarihi Alevilerin teo-politik varlığını inkarın; kanlı çünkü Cumhuriyet’in Selçuklu’dan sürüp gelen mirası sahiplenmesiyle Koçgiri’den Dersim’e, Maraş’a, Çorum’a, Sivas’a, Gazi’ye, o günden bugüne varan zulmün, ayrımcılığın, imhanın tarihidir. İşte kitap bu izlekler üzerinden yeni bir yanıt arayanlar için soruyor: Yeni bir denge mi, yeni bir Cumhuriyet mi?
KATKIDA BULUNANLAR: Ahmet Kerim Gültekin, Ayhan Yalçınkaya, Cem Kara, Cemal Salman, Çiğdem Boz, Deniz Yonucu, Evrim Can İflazoğlu, Hakan Mertcan, Hüseyin Kırmızı, İhsan Koluaçık, İlkay Kara, İlbey C. N. Özdemirci, Mehmet Ertan, Mehmet Kendirci, Mehtap Tosun, Orhan Gazi Ertekin, Ozan Çavdar, Reha Çamuroğlu, Sefa Feza Aslan, Ümit Çetin

“Dersim/Tunceli’nin Yüz Yılı (1900 – 2000) : Tarih, Kültürel Yaşam, İnanç, Eğitim, Kentleşme, Yerel Basın” kitabı, editör Mesut Özcan’ın yönetiminde, Dersim’i farklı açılardan inceleyen kapsamlı bir çalışma. Kitapta, Dersim’i tarih, kültür, sosyoloji, antropoloji, politika, eğitim, yerel basın ve inanç gibi alanlarda ele alan çok sayıda çalışmanın yanı sıra geçtiğimiz yüzyılın farklı kesitlerinden kente dair ilginç belgeler ve fotoğraflar da okurla buluşuyor.
Kitapta bugüne değin Dersim Çalışmaları alanında eserler vermiş tanınmış akademisyenler ve entelektüeller yer alıyor.
Galip Alçıtepe, İlhami Algör, Alişan Akpınar, Yusuf Roni Arslan, Özgün Enver Bulut, Kemal Burkay, Hüseyin Çağlayan, Hüseyin Çakmak, Doç. Dr. Daimi Cengiz, Dr. Ali Çağlar Deniz, Ahmet Demirdöğen, Kadir Doğan, Xıdır Eren, Ahmet Ali Erdoğan, Doç Dr Serkan Erdoğan, Pakrat Estukyan, Dr. Ahmet Kerim Gültekin, Doç. Dr. Sabır Güler, İmran Gürtaş, Mürüvvet Harman, Prof. Dr. Hans-Lukas Kieser, Doç. Dr. Bülent Küçük, Seyfî Mûxûndî (Seyfi Elaldı), Mahmut Nayır, Garo Olgar (Boyacıyan), Mesut Özcan, Ayşenur Öz, Haydar Sancar, Sibel Taş, Mehmet Tüzün, Midran Yokuş, Şükran Lılek Yılmaz, Dr. Çiçek İlengiz ve Dr. Besim Can Zırh.

Birinci Meclis, 1920-1923 tarihleri arasında faaliyet gösteren ve Milli Mücadele’yi yöneten meclistir. Milli Mücadele için ülkenin beşeri kaynaklarını seferber edebilme çabası da Birinci Meclis’i ülkenin etnik, dini, yerel, kültürel ve mesleki çoğulculuğunu yansıtan bir temsil mekanı haline getirmiştir. Bu temsil mekanında yer bulan siyasi öznelerden biri de Aleviler olmuştur.
Elinizdeki kitap Alevilik araştırmalarının az çalışılmış bir dönemine ışık tutarak Birinci Meclis’te görev alan dört Alevi milletvekinin siyasi hikayelerine odaklanıyor. Hüseyin Mazlum Babalım, Fahrettin Erdoğan, Cemalettin Çelebi ve Hüseyin Aksu’nun Birinci Meclis ile sınırlı kalan milletvekili hayatları ve meclis çatısı altında dillendirilmeyen Alevi kimlikleri, Cumhuriyet’in kurucu kadrosu ile Aleviler arasındaki çok boyutlu ilişkiyi yeniden değerlendirmeye imkan sunuyor.
Yazarlar: Doç. Dr. Özlem İngun Karkış, Doç. Dr. Meral Salman Yıkmış, Doç. Dr. Murat Arpacı.


Die türkische Region Dersim ist seit jeher Kristallisationspunkt vielfältiger geschichtlicher, kultureller und sprachlicher Entwicklungen. Die Historie des auch heute noch überwiegend von der alevitischen Religionsgemeinschaft bewohnten Gebiets ist dabei eng verwoben mit der Gewaltgeschichte des 20. Jahrhunderts: Die »Dersim-Massaker« zwischen 1937 und 1938 stellen den Ausgangspunkt von Traumata und Migrationsbewegungen dar, die insbesondere das Bild der jungen Türkei prägen und bis weit in die Gegenwart hineinwirken. Neben der Geschichte Dersims beleuchten die Beiträger*innen ebenso die über das Erlebte immer wieder herausgeforderte komplexe Identität der Dersimer, die sich gerade im Kontext von religiösen Traditionen, eigenständiger Sprache und spezifischen kulturellen Bräuchen entfaltet.
Mit Beiträgen von Filiz Çelik, Hüseyin Çelik, Mahîr Dogan, Martin Greve, Ahmet Kerim Gültekin, Christian Gudehus, Tessa Hofmann, Ismail Küpeli, Dilek A. Tepeli und Besim Can Zırh

Neşeden Kedere 2024 Derleyenler: Çilem Küçükkeleş & Ayhan Yalçınkaya
Cinsiyet ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği sorunu, Alevilik açısından, sosyo-kültürel alanın bağlaşığı mıdır, yoksa Alevi dinselliğinin deneyimlenme biçimleriyle ilişkili midir? Gerek kentleşme, gerekse en geniş anlamıyla modernleşmeyle baş etme konusunda Alevilerin büyük yükünü kadınlar çektiği halde, Aleviliğin kurucu mitik anlatılarında kadınlar ve dişil unsurlar başta geldiği halde Alevilerde kadın emeğinin görünmez kılınmasını, eril/erkek sözün kadını susturmasını nasıl açıklamak gerekir? Alevi hareketi içindeki eril ve heteronormatif söylemlerle/pratiklerle yüzleşmenin zamanı gelmedi mi? Bu yüzleşmeden kaçınıldığı ölçüde Alevi hareketinin bütün yüzeylerine yayılan erilleşmenin Aleviliğin her düzeyini de istila etmeye başladığına ilişkin tehlike çanları çoktandır çalmıyor mu?
Elinizdeki kitap, kendisi de ezilen bir topluluk olan Alevilerin, Türkiye toplumundaki eşitsizlik ve tahakküm ilişkilerinin üretimindeki rolünü tartışıyor. Çuvaldızı çoğunlukla Alevilere batıran kitaptaki yazılar, Alevileri eşitsizliği üreten toplumun bir parçası olarak ele alıyor; Alevi hareketi içindeki etnik kimlik, inanç, yaş, dil, cinsiyet kimliği ve cinsel yönelim temelli ayrımcılık örneklerini irdeleyerek okurunu Aleviliğin kurucu eşitlikçi yapısının eril söylem tarafından aşındırılmasıyla, yalnızca cinsiyetçilik bağlamında değil, her tür negatif ayrımcılığa ve eşitsizlikçiliğe kapının ardına kadar açılmakta olduğunu fark etmeye çağırıyor.
Alevilerin, cinsiyet kimliği ve cinsel yönelimleri sebebiyle ayrıştırılan kesimlerle bir araya gelerek her türlü ayrımcılığa karşı ortak bir cephe kurmasının zeminini araştıran kitap; her tür negatif ayrımcılığa karşı, doğrudan bedenleri siyasal mücadelenin en önemli alanlarından biri olarak işaret ederken toplumsal bir bilinç geliştirmek yolunda alçakgönüllü bir eser niteliğinde.

Asırlar boyunca reddedilen, inkâr edilen, kıyılan ya da asimilasyon amaçlı çalışmalara konu olan Alevilik, yaklaşık yarım yüzyıldır üzerindeki perdenin aralanmasını bir ölçüde sağladı. Bugün, tarihten teolojiye, sosyolojiden siyaset bilimine uzanan geniş bir yelpazede kısa sayılabilecek bir sürede hatırı sayılır bir literatür oluşturdu, oluşturuyor. Alevilik, iyi eğitimli, çoğu “içeriden” genç nesiller aracılığı ile özgür, bağımsız ve özgün bakış açıları kazandı. Denilebilir ki, Aleviler artık kendi tarihlerini yazıyorlar.
Elinizdeki kitap bu geleneğin bir ürünü ve örneğidir. GADEV Alevi Akademisi tarafından gerçekleştirilen Sosyal Bilimler Perspektifinden Aleviler ve Alevilik II eğitim programının felsefe, tarih, hafıza, inanç, modernleşme, mekân, siyaset, kentleşme alanlarında konunun uzmanları tarafından verilen derslerin metinlerini içeriyor. Kitap, Alevilere ve Aleviliğe ilgi duyanlara, Aleviliğin tarihsel, inançsal, siyasal, kültürel ve düşünsel dünyası hakkında okuyucuya farklı ve geniş bir perspektiften bakma olanağı tanıyor.

Editörün Notu: “Tamamı Aleviliğe ve Alevilere dair akademik çalışmalar yapan genç araştırmacı kuşağın, lisansüstü tezlerinden oluşan bu çalışma, bu yönüyle son yıllarda Aleviler/Alevilik çalışmalarının yeni dinamikleri hakkında önemli bir fikir vermektedir.
Kitabın yazarları farklı üniversiteler ve disiplinlerinden gelen bir çeşitlilik göstermektedirler. Bu durum her bir çalışmaya tekil olarak bakıldığında, değişik disiplinlerin Aleviliğe/Alevilere dair yaklaşımlarını anlamaya imkân verdiği gibi, disiplinlerarası yaklaşımın izlerini sürebilme imkânı da sağlamaktadır. Diğer yandan kitabın adındaki vurgudan da görüleceği gibi bütün bu araştırmalarda temel sorun Alevilerde gözlenen dönüşümdür. Değişim ve dönüşümün temel boyutu da göç ve kentleşme değişkeniyle ilgili olduğu için hemen tüm saha çalışmalarında bu tür deneyimler; geleneği ve mekânı da içerecek şekilde ele alınmıştır. Bu bağlamda Alevilerin geleneksel ritürellerini korumak ya da kaybetmek gibi uç örneklerin yanısıra, değiştirerek yaşamak, bir ölçüde ötekine benzemek gibi pratikler de bu çalışmalarda gayet detaylı olarak tartışılmış görünüyor.
Özetle dünya değişiyor, Türkiye değişiyor, toplumlar ve kimlikler değişiyor ve dönüşüyor. Dolayısıyla Aleviler de değişiyor ve dönüşüyor. Sosyal Bilimlerde özcü yaklaşımlara eleştirel bakan geleneğin pek çok değerli örneklerini bu kitapta görmekteyiz. Kitap kendi mütevazı sınırını özenle çizse de, kanaatime göre bu çalışma, Aleviliğin dönüşümüne de işaret eden değerli boyutlar taşımaktadır.

Alevilik, 20. yüzyıl boyunca tarih, halk bilimi, edebiyat gibi belli disiplinler altında ve genellikle “dışarıdan” bir bakışla ele alındı. Son çeyrek yüzyılda ise bu durumu tam tersine çeviren bir bilgi üretimi var. Belli ki 21. yüzyıl, Alevilik çalışmaları için de muazzam bir gelişme alanı açacak. Bu bağımsız araştırma sahasının, çoğunluğu genç fakat alanına şimdiden nitelikli katkılar sunan akademisyenlerinden birçoğunu bu derlemede bir arada bulacaksınız.
Bu kitap, GADEV Alevi Akademisi bünyesinde yürütülen Sosyal Bilimler Perspektifinden Aleviler ve Alevilik Eğitim Programı’nın bir ürünü. Her biri yakın dönemde Alevilik çalışmaları alanında önemli araştırmalar yürütmüş isimlerin özgün çalışmalarını içeren kitap; tarih, sosyoloji, etnoloji, kültür, edebiyat, kentleşme, siyaset, iktisat, psikoloji, hukuk, müzik, toplumsal cinsiyet ve iletişim gibi farklı disiplinlerin perspektifinden Alevilere ve Aleviliğe dair çok yönlü bir bakış açısı sunuyor.
Alevilik ile eleştirel sosyal bilim geleneğinin ilişkisini kurma ve bunun temel çıktılarını kamuya açma gayesinde olan bu çalışma, “dışarıdan” veya “içeriden”, her ilgi grubundan okur için nitelikli bir başvuru kaynağı olmaya aday…
Yazarlar: Besim Can Zırh, Cemal Salman, Çiğdem Boz, Deniz Coşan Eke, Ercan Geçgin, Erkan Duymaz, Feryal Saygılıgil, Filiz Çelik, Kumru Berfin Emre, Mehmet Ertan, Melih Duygulu, Nimet Altıntaş, Şükrü Aslan, Ufuk Erol, Ümit Çetin, Zeynep Oktay

Recognition, Mobilisation and Transformation 2022
Edited by Derya Ozkul, Hege Markussen
Investigates the Alevis’ struggles for recognition in Turkey and the diaspora and transformations in authority and traditional rituals. Features 14 detailed case studies provide insights into the struggles for recognition and representation by Alevi communities in Turkey and the diaspora under the AKP administration. Demonstrates how the struggles for recognition transform and re-define traditions, authorities and rituals. Opens up the study of the recognition of minorities as local, national and transnational processes. Examines how diverse understandings of Alevi identities interplay with standardised representations of Alevism
This book explores the struggles of a minority group – Alevis – for recognition and representation in Turkey and the diaspora. It examines how they mobilise against state practices and claim their rights, while at the same time negotiating how they define themselves. The authors offers a conceptual framework to study minorities by looking at both structural and agency-related factors in resisting state pressure and mobilising for their rights.
The Alevis in Modern Turkey and the Diaspora is divided into three main sections looking into: the Turkish state and society’s pressures over Alevis; how Alevis struggle and obtain representation in various Western countries; and how traditional authority and rituals transform under these conditions. Studying this minority group’s experience helps to

Edited by Dr. Martin Greve, Dr. Ulas Özdemir, Prof. Dr. Raoul Motika
This volume examines the aesthetic and performative dimensions of Alevi cultural heritage from past to present, in an interdisciplinary framework and using a wide range of approaches. The chapters analyse traditional, contemporary and transnational developments of Alevi cultural expression including modern adaptations, local and regional practices, Alevism in a wider context, textual sources and materiality. The perspectives of the various authors, including Robert Langer, Nicolas Elias, Sinibaldo De Rosa, Jérôme Cler, Judith Haug, Janina Karolewski and others, each coming from different disciplines, demonstrate the complexity of socio-historical and socio-cultural dynamics. To conclude, the present volume is intended as a first approach to a complex issue, which definitely deserves further research and analysis.

Sosyalist hareket, bugün hangi noktada bulunursa bulunsun, kitap içindeki yazılardan da izlenebileceği gibi, esasen Alevi toplulukların da tarihlerinin bir parçasıdır. Ancak içinde bulunduğumuz günlerde, bu “parça” sanki bir tümörmüş gibi sökülüp atılmaya, düşmanlaştırılmaya, ondan doğan boşluğa ise milliyetçi, ırkçı, faşist ya da çeşitli görünüm biçimleriyle devlet tapıncıyla malul bir Alevilik inşasının temelleri atılmaya çalışılmaktadır. Bu kitap, okurların dikkatini, şimdiye değin bütünlüklü bir biçimde pek ele alınmayan bu ilişkiselliğe yöneltme amacını taşır.
Elinizdeki kitap, çok boyutlu bir biçimde, geçmişten bugüne sosyalistler ile Aleviler arasında gelişen ilişkilerin, sosyalizm ile Alevilik arasında kurulmaya çalışılan bağlantıların tartışılmasını hedefliyor. Alevilerin dikkatini yine Alevilerin kendisine, bu kez sosyalist hareketle ilişkileri ve bunun tarihsel bağlamına yöneltmeye dönük bir girişim olan bu eser, kendi sorunlarıyla diğer topluluklar arasındaki sorunların ortak zeminlerinden koparılmaya çalışılan Alevilerin, en azından başka bir tarihe sahip olduklarını hatırlamak bakımından önemli bir işlevi de yerine getiriyor.
Kitap geçmişten bugüne sosyalistler ile Aleviler arasında gelişen iç içeliklerin ve karşılaşmaların mekanda, zamanda ve çeşitli örgütsel formlardaki izlerini takip etmektedir.
Katkıda Bulunanlar: Şükrü Aslan, Seçil Aslan Çoşkuner, Murat Coşkuner, Dilek Kızıldağ Soileau, Mehmet Ertan, İbrahim Bahadır, Hüseyin Aygün, Cemal Salman, Ali Duran Topuz, Kelime Ata, Yelda Yürekli, Fikriye Yücesoy, Ayhan Yalçınkaya, Menekşe Aykan, Erdoğan Aydın, Demir Küçükaydın, Sefa Feza Arslan, İsmail Beşikçi

Contested Boundaries 2020
Edited By Celia Jenkins, Suavi Aydin, Umit Cetin
Until recently the importance of religion in the modern world has often been underestimated in Western societies, whereas its significance is absolutely crucial in the Middle East. Religion is critical to a sense of belonging for communities and nations, and can be a force for unity or division. This is the case for the Alevis, an ethnic and religious community that constitutes approximately 20% of the Turkish population – its second largest religious group. In the current crisis in the Middle East, the heightened religious tensions between Sunnis, Shias and Alawites raise questions about who the Alevis are and where they stand in this conflict. With an ambiguous relationship to Islam, historically Alevis have been treated as a ‘suspect community’ in Turkey and recently, whilst distinct from Alawites, have sympathised with the Assad regime’s secular orientation. The chapters in this book analyse different aspects of Alevi identity in relation to religion, politics, culture, education and national identity, drawing on specialist research in the field. The approach is interdisciplinary and contributes to wider debates concerning ethnicity, religion, migration and trans/national identity within and across ethno-religious boundaries. The chapters in this book were originally published as a special issue of the National Identities journal.

Dersim, Osmanlı’dan günümüze, Anadolu’da baskın olan sosyal ve siyasal profilin dışında kalmış bir bölge. Bu özelliği onun hemen her dönem açık bir hedef haline gelmesine neden olmuştur. Dersim’in tarihi bu yüzden büyük acılarla doludur. İnançsal, kültürel ve siyasal refleksleri; Çaldıran’dan şimdiye kadar, kendisini çevreleyen Müslüman topluluklar ve iktidarlarla yaşadığı, kimi zaman açık, kimi zaman ise örtük çatışmaların izlerini taşır. Taşıdığı bu izler Dersim’i, üç büyük coğrafyanın ortasına sıkışmış dağlık bir adaya çevirir. Evet, Dersim dağlar içinde bir coğrafyadır. Zira tarih onun, ancak dağların refakatinde var olmasına izin verdi…
Dersim, hem muhtelif milliyetçi tarihsel çarpıtmalar hem de yöredeki sözlü kültür geleneği nedeniyle hakkında çok sayıda tahrifat, rivayet ve tevatür bulunan bir coğrafyadır. Dersim’le ilgili gerçekler, Dersim dışında doğru bilinmeye, Dersim’de ise kulaktan dolma bilgilerin ötesine geçilerek ele alınmaya ihtiyaç duymaktadır. Elinizdeki kitap, Dersim’le ilgili tarihsel ve sosyolojik olguları bilimsel temeller üzerine oturtarak ele alan bir çalışmadır. Bu yönüyle de bir boşluğu doldurma ve tarihe bir başka pencereden bakma çabasının bir parçası olarak ele alınmalıdır.

Historical and Contemporary Insights 2019
Edited by Erdal Gezik & Ahmet Kerim Gültekin
In contemporary Turkey, discussions on the concept of ethnicity and religiosity continue to maintain their utmost importance in politics and daily social life. In this context, Alevi and Kurdish identities have come to the fore with mass representation marked by protests and violence. In spite of the importance of Kurds and Alevis for the history of Turkey, one specific group, namely the Kurdish Alevis, has escaped the attention of the international world. Although wide interest upon the topic in the international academic sphere, there are very limited academic works about Kurdish Alevis in general. Who are the Kurdish Alevis? What are the particular conditions for its association with the Kurdish identity, Alevi religion, and the history of Turkey? What has been the role of Dersim within Kurdish Alevism? The main purpose of this edited volume, the first of its kind, is to contribute to the understanding of these and other questions. Based on six perspectives from scholars from various disciplinary, this approach will present new insights on contemporary research and discussions on the issue.

Edited by Johannes Zimmermann, Janina Karolewski, Robert Langer
This volume examines transmission processes of Alevi religious knowledge and ritual practice in the last decades. It assembles contributions by researchers from Germany, Great Britain, and Turkey. They focus on the question how religious knowledge and ritual practice are constantly (re-)negotiated and (re-)distributed in Alevism and, as a comparison, in Yezidism. These processes are discussed in regard to the conditions of social and cultural change, transnational migration, and globalised communication. In doing so, the contributions to this volume follow different approaches and discuss fundamental methodological issues.

Negotiating Texts, Sources and Cultural Heritage 2018 editors Benjamin Weineck & Johannes Zimmermann
Over the last decades of the 20th century, Alevi identity, religion and culture have gained an increasingly public character in both Turkey and Western Europe. This book analyses the ongoing efforts of negotiating common cultural denominators and shared repertoires of texts, sources, practices, or musemes, which are to represent Alevism across its ethnic, social, political, and regional differences. Bringing together international contributions from a wide range of disciplines, such as Islamic and Religious Studies, Musicology, Anthropology, and Islamic Theology, this book focusses on the processes of negotiating an Alevi ‘Cultural Heritage’ between standardisation and plurality—processes in which Alevis and non-Alevis, politics and scholarship partake.

Voices of Migration, Culture and Identity 2017
Edited By Tözün Issa
The Alevis are a significant minority in Turkey, and now also in the countries of Western Europe. Over the past century, many of them have migrated from rural enclaves on the Anatolian plateau to the great cities of Istanbul and Ankara, and from there to the countries of the European Union. This book asks who are they? How do they construct their identities – now and in the past; in Turkey and in Europe?
A range of scholars, writing from sociological, historical, socio-psychological and political perspectives, present analysis and research that shows the Alevi communities grouping and regrouping, defining and redefining – sometimes as an ethnic minority, sometimes as religious groups, sometimes around a political philosophy – contingently responding to circumstances of the Turkish Republic’s political position and to the immigration policies of Western Europe. Contributors consider Alevi roots and cultural practices in their villages of origin; the changes in identity following the migration to the gecekondu shanty towns surrounding the cities of Turkey; the changes consequent on their second diaspora to Germany, the UK, Sweden and other European countries; and the implications of European citizenship for their identity.
This collection offers a new and significant contribution to the study of migration and minorities in the wider European context.

Tarih-Kimlik-İnanç-Ritüel 2015
Derleyenler İmran Gürtaş, Yalçın Çakmak
Alevilik, sadece güncel politik değil, teolojik ve tarihsel bağlamda da, üzerine hâlâ çok tartışılan bir olgu. Alevi-Kızılbaş-Bektaşi tanımları ve aralarındaki ayrımlar dahil olmak üzere, terminolojiden başlayan anlaşmazlıklar veya belirsizlikler var. İslam içi mi, kendine mahsus bir inanç mı olduğu bahsinde hararetlenen yorum farkları, Doğulu-Batılı, Türk-Kürt gibi ayrımlarla çeşitleniyor.
Elinizdeki kitap, Suavi Aydın’ın sunuşunda bir etno-dinsel kimlik olarak tanımladığı Aleviliği üç düzlemde ele almaya çalışıyor: Tarih, Kimlik, İnanç ve Ritüel. En geniş bölümü oluşturan “Tarih” bölümü, özellikle Aleviliğin tanımının gelişimi yanında, iç ayrımlarına ışık tutuyor. “Kimlik” bölümündeki yazılar, Alevilerin ve Alevi hareketinin güncel gündem konularına odaklanıyor. “İnanç ve Ritüel” bölümü, çok canlı bir gelenek tablosu sunuyor.
Yalçın Çakmak ve İmran Gürtaş’ın hazırladığı derleme, Türkiye’den ve Türkiye dışından, bilinen uzmanların yanı sıra yeni kuşak araştırmacıların özgün verimlerini bir araya getiriyor. Sosyal bilimin bu konuda hâlâ yetersiz bulunsa da önemli bir gelişme kaydeden üretimini, sadece akademisyenlerin değil, güncel tartışmaların gündemine taşıması umulan bir çalışma.
Alişan Akpınar, Gürdal Aksoy, Murat Alandağlı, Suavi Aydın, İbrahim Bahadır, Mehmet Bayrak, Yalçın Çakmak, Yavuz Çobanoğlu, Ercan Geçgin, Erdal Gezik, İmran Gürtaş, Ayfer Karakaya, Ahmet Karamustafa, Hans-Lukas Kieser, İlker Kiremit, Robert Langer, Fahri Maden, Ahmet Yaşar Ocak, Dilek Kızıldağ Soileau, Martin Sökefeld, Gülay Tulasoğlu, Erdoğan Yalgın, Ali Yaman, Rıza Yıldırım ve Besim Can Zırh’ın katkılarıyla.

Ahmet Yaşar Ocak, ilmî ve fikrî mesaisini ülkesinin, milletinin ve insanlığın hakikat yolundaki arayışına hasreden bir âlimdir. 1970’lerde Prof. Dr. İ. Ercümend Kuran tarafından kurulan Hacettepe Üniversitesi Tarih Bölümü’nün kurucu kadrosu içinde, önce asistan, Fransa’daki doktora tahsilinden sonra da öğretim üyesi olarak yer alan Ocak hiç şüphesiz Cumhuriyet tarihimizin en önde gelen tarihçileri arasındadır. Bu kitaba, Ahmet Yaşar Ocak’ın pek çok öğrencisi, yurt içinden ve dışından akademisyen dostları katkıda bulundular. Yakından bakıldığında, belki diplomasi ve uluslararası ilişkiler bahsi dışında, kitabın bölüm başlıklarının tamamı Ahmet Yaşar Ocak’ın ilgi alanlarını yansıtır. Bu ise onun ne denli geniş bir yelpazede ilmî üretim faaliyetinde bulunduğunun bir göstergesidir. Halil İnalcık’tan Kemal Karpat’a, İsmail Kara’dan Tanıl Bora’ya, Farhad Daftary’den Martin van Bruinessen’e, İsmail E. Erünsal’dan Mustafa Kara’ya kadar birçok ilim adamının; Eski Türklerin Dini Şamanizm mi Yoksa Tanrıcılık mı’dan Türk Halk İslâmlığında Mitoloji ve Edebiyat’a, Kaynakların Eleştirisi Sonucu Osman Gazî’nin Faaliyetleri ve Osmanlı Beyliği’nin Kuruluşu’ndan Abdülbaki Gölpınarlı’nın Bazı Tasavvufî Konulara Bakış Tarzı’na kadar farklı birçok konuyu aynı kitapta buluşturmayı ancak onun gibi geniş çalışma yelpazesine sahip bir tarihçi/entelektüel gerçekleştirebilirdi. Özel baskısıyla bu eser, duyguların esiri olmanın tarihi doğru bir şekilde kavramanın önünde nasıl büyük bir engel olduğunu tüm araştırmacılara yaptığı çalışmalarla gösteren Ahmet Yaşar Ocak’ı geleceğin tarihçilerine tanıtacak en önemli çalışmalardan biridir.

Institutionen religiösen Spezialistentums bei den Aleviten 2013
Edited by Robert Langer, Hüseyin Aguicenoglu, Janina Karolewski
Ziel dieses Bandes ist es, einen Einblick in die traditionellen Institutionen des Alevitentums zu geben und insbesondere deren Veränderungen im 20. Jahrhundert zu thematisieren. Die Aleviten bilden eine Religionsgemeinschaft, die sich in ihrer Gründungserzählung auf die frühislamische Geschichte, d. h. die Leidensgeschichte der unmittelbaren Nachkommen des Propheten Mohammed und in ihrer Praxis auf die islamische Mystik bezieht. In seiner heutigen Form hat sich das Alevitentum in Anatolien zwischen dem 12. und 16. Jahrhundert ausgebildet. Aus dieser formativen Phase rührt das System von «heiligen Familien» bzw. Stämmen, die als Ocak bezeichnet werden und wichtige Träger kulturell-religiösen Wissens darstellen. Der Sammelband soll einen Beitrag zur Erforschung der Geschichte, Praxis und aktuellen Lage der Organisation alevitischen religiösen Spezialistentums listen.

Dersim Üzerine Ekonomi – Politik Yazılar 2013
Derleyenler Ş. Gürçağ Tuna & Gözde Orhan
Dört Dağa Sığmayan Kent, Dersim’i dönemsel anlamda 1940 öncesiyle sınırlamayan, metodolojik anlamda ekonomi-politik bir yaklaşımla ele alan bir akademik seçki hazırlama fikrinin sonucudur. Bu şekliyle, Dersim külliyatına hem bir katkı hem de bir eleştiri olarak düşünülebilir.
Çalışmamız, tarihsel acıların, sürgün ve katliamın öncesindeki yapıyı ekonomi-politik yöntemle ele almaya çalıştığı gibi günümüz Dersim’inin de ülke ve dünya kapitalizminden bağımsız kavranamayacağını farklı konular üzerinden okuyucuya sunmayı amaçlamaktadır. Kitabımızda Dersim dört dağın içinde değil; artık dört dağa sığmayan, diğer coğrafyalarla ilişkili bir mekân olarak inceleniyor. Seçilen makaleler, Dersim’in “özgünlüğünün” yanı sıra “ilişkiselliğini” konu etme hassasiyeti taşıyor: Kenti, mercek altına alınan dönemin siyasal ve ekonomik bağlamı içinde anlama çabasıyla, içinde bulunduğu toplumsal sistemin bir parçası olarak analiz etmeye çalışıyor.

Dersim Sempozyumu’nun Ardından 2013
Derleyenler Şükrü Aslan , Songül Aydın & Zeliha Hepkon
Dersim, son yıllarda Türkiye’nin yakın tarihinin en önemli yüzleşmelerinden birine konu oldu. Dersim adı, 1938 kıyımından sonra vilayete konan Tunceli adının arkasına parantez içinde yazılmaya başladı, şimdi artık “öz” ad olarak biliniyor. Birçok edebi anlatı, sözlü tarih çalışması, inceleme, belgesel ve müzik çalışması, Dersim’in hakikatiyle yüzleşmeye katkıda bulundu. 2010’da yapılan 1. Uluslararası Tunceli (Dersim) Sempozyumu, bu çalışmaların oluşturduğu çok yönlü birikimi ortaya koymak açısından anlamlıydı. Elinizdeki kitap, bu sempozyuma yansıyan birikimi damıtan bir seçkidir.
“Kimlik, Sürgün ve Edebiyat” ve “Ekonomi, Gündelik Hayat, Çevre ve Basın” ana başlıkları altında, Dersim’in gerçekliğini kavramayı sağlayan birçok konuda yazılar yer alıyor derlemede. Hem Dersim’i anlamak için hem Dersim hakikatiyle yüzleşmenin ve “Dersim çalışmalarının” bir muhasebesi için önemli bir kaynak.
Mustafa Akçınar, Şükrü Aslan, Tayfun Atay, Songül Aydın, Özgür Bal, Mehmet Bayrak, Tanıl Bora, Yücel Demirer, Ali Ekber Doğan, Zeliha Hepkon, Kamber Kaya, Hatice Kurtuluş, Gözde Orhan, Şerif Gürçağ Tuna, Besime Şen, Mehtap Tosun, Ahmet Yaraş, Sinan Yıldırmaz, Özkan Yıldız, Rıza Yıldırım ve Besim Can Zırh’ın yazılarıyla.

Grundlagen, Veränderungsprozesse, Perspektiven 2011
Friedmann EißlerDer 2011 zuerst erschienene EZW-Text „Aleviten in Deutschland“ erfreut sich nach wie vor großen Zuspruchs. Kaum eine Publikation zum Alevitentum vereint eine so große Bandbreite an grundsätzlichen Themen zur Einführung in das Verständnis dieser Religionsgemeinschaft, die sich in der Diasporasituation über ihre Identität verständigt und gleichsam neu erfindet.
Nachdem die zweite Auflage von 2013 vergriffen ist, stellen wir gerne eine dritte, aktualisierte Auflage zur Verfügung. Auf den neuesten Stand gebracht und teilweise erweitert wurden die Beiträge zum alevitischen Religionsunterricht (I. Kaplan) und über das Alevitentum an deutschen Universitäten (A. Gorzewski). Zwei Artikel, die stärker als andere an das Zeitgeschehen gebunden waren, erschienen nunmehr verzichtbar. Einige formale Anpassungen wurden vorgenommen.
Das Besondere des vorliegenden Sammelbandes bleibt – neben der aktuellen Darstellung des Fortschritts im Bildungsbereich – die Dokumentation unterschiedlicher alevitischer Stimmen und Positionen zum alevitischen Selbstverständnis, die Erläuterung zentraler Aspekte der Lehre und der Praxis des Alevitentums, vor allem aber die erstmals auf Deutsch publizierten Beiträge von weiblichen Geistlichen (Anas) sowie die Übersetzung von alevitischer Poesie, die im Diasporakontext in Deutschland entstanden ist.

Güneşte Zerresinden, Deryada Katresinden 2010 Derleyenler: Pınar Ecevitoğlu , Ayhan Yalçınkaya , Ali Murat İrat
Genel olarak Alevilik “yol bir, sürek bin bir” ya da “din türlü türlüdür, iman değişmez” gibi düsturlar üzerinden birlikte yaşama kültürünü öne çıkaran bir özellik taşımaktadır. Bu özelliği itibariyle Alevilik herhangi bir dinsel inancın bir başka dinsel inanç karşısında talileştirilmesine ya da ikincilleştirilmesine, bir dinsel inancın esas kabul edilip bir başkasının yalnızca zenginlik unsuru olarak yaşamasına izin veren, bir dinsel inancın var olabilmek için ancak hakim dinsel inançlar içinde anlamlandırılması ve tecrübe edilmesine göz yuman her türlü anlayışın karşısında yer alır.
Bu çalışma, Hacı Bektaş Veli ve Aleviliğe ilişkin olarak geliştirilmiş farklı perspektiflerin karşılaşmasına, karşılaştırılmasına ve tartışılmasına elveren disiplinlerarası bir platform oluşturmak ve ilgili platformda ortaya konan görüşleri belli ölçüler dahilinde derleyerek Hacı Bektaş Veli ve Alevilik üzerine çalışan tüm araştırmacıların kullanımına ve değerlendirmesine sunmak amacı taşımaktadır.
Elinizdeki kitap Doğumunun 800. Yılında Uluslararası Hacı Bektaş Veli Sempozyumu’na sunulan bildirilerden oluşmaktadır.

Tarih, Toplum, Ekonomi, Dil ve Kültür 2010
Derleyen Şükrü Aslan
Tunceli’nin hakiki/otantik adı Dersim, artık daha sık telaffuz ediliyor.
Dersim adının değiştirilmesine, dahası yasaklı bir kelimeye dönüşmesine yol açan 1938 kıtali, bir zamandır Türkiye’nin gündeminde. Sadece coğrafyasıyla değil, özel kanunuyla, onyıllardır süren tedbirlerle “kapatılmış” Dersim, herkesin bildiği bir sır, aslında.
Şükrü Aslan’ın hazırladığı kapsamlı derlemede, Tunceli’nin/Dersim’in sadece acılı tarihine değil, toplumsal yapısına, ekonomisine, ekolojisine, etno-dinsel mirasına, diline, müziğine, kültürüne, Almanya’daki Dersim diasporasına ilişkin yazılar da yer alıyor. Gündelik hayata ilişkin canlı gözlemlerle, Tunceli’de “büyümenin” ve nüfus cüzdanında “Tuncelili” yazmasının anlamı üzerine tanıklıklarla birlikte…
Hüseyin Ağuiçenoğlu, Muzaffer Akın, Alişan Akpınar, Mikail Aslan, Şükrü Aslan, İmran Ayata, Sezen Bilir, Serhat Bozkurt, Kemal Burkay, Sema Buz, Hıdır Eren Çelik, Yücel Demirer, Namık Kemal Dinç, Ali Ekber Düzgün, Fuat Ercan, Harun Ercan, Serkan Erdoğan, Gülsün Fırat, Sabır Güler, Ali Haydar Gültekin, Azat Zana Gündoğan, Zeliha Hepkon, Hüseyin Irmak, Mesut Keskin, Muzaffer Oruçoğlu, M. Ali Sağlam, Dilek Soileau, Bahar Şimşek, Cemal Taş, Volga Hüseyin Sorgu Tekinoğlu, Beyza Üstün, Sibel Yardımcı, Özkan Yıldız, Murat Yüksel’in katkılarıyla…

Identitätsprozesse einer Religionsgemeinschaft in der Diaspora 2008 Edited by Martin Sökefeld
Im Zuge der Debatten über Islam und Einwanderung rücken auch Aleviten ins Zentrum des öffentlichen Interesses. Als »nicht-orthodoxe« Gruppe stellen sie einen Sonderfall dar und gelten häufig als besonders gut integrierte Muslime. Dies ist nicht zuletzt ein Erfolg der alevitischen Bewegung, die sich seit Ende der 1980er Jahre für die Anerkennung des Alevitentums in Deutschland eingesetzt hat. Gleichzeitig führen die Aleviten selbst eine sehr engagierte Debatte über ihre Identität: Sind Aleviten überhaupt Muslime? Wie lässt sich das Alevitentum in Deutschland leben und vermitteln? Kultur- und Sozialwissenschaftler verschiedener Disziplinen greifen in diesem Band Aspekte der Debatte über das alevitische Selbstverständnis auf und geben einen Überblick über den Diskurs in Deutschland.

Edited by Hege Irene Markussen
The articles in this volume are based on studies of rather diverse Alevi groups, including migrants in Germany and urban Turkey, Nusayries in Hatay, and Teber-Abdals in Istanbul and Izmir. With topics ranging from investigation of the identity of diverse Alevi groups to analysis of transmission and mobilization of Alevism, the contributions reflect the empirical diversity of Alevi identities by focusing on historical and contemporary changes and transformations in the social, political, cultural and religious environment of these groups.
Preface: Being an Alevi, Living Aleviness, Learning Alevism “Culturalism and Social Mobility” or an Alevi Village in Germany: Initial considerations / By David Shankland and Atila Cetin Blood, Gelin and Love: Changes in Patterns of Alliance in an Alevi Group / By Benoit Fliche Alawism and Concealment: The Unclehood Tradition in the Nusayriye / By Huseyin Turk Alevi Theology From Shamanism to Humanism / By Hege Irene Markussen Festivals and the Formation of Alevi Identity / By Mark Soileau Alevism in the 1960s: Social Change and Mobilisation / By Elise Massicard Alevis in Germany after the 11th of September: Caught between a Rock and a Hard Place? / By Beatrice Hendrich Gypsies and Alevis: The Impossibility of Abdallar Identity? / By Elin Strand and Adrian Marsh.

Religiöse Praxis
der Aleviten, Jesiden
und Nusairier
zwischen Vorderem Orient
und Westeuropa 2005 Edited by Robert Langer/Raoul Motika/Michael Ursinus
Der Transfer von Ritualen über historische Zeiträume, gesellschaftliche und religiöse Grenzen hinweg ist ein neues Forschungsgebiet der Islamwissenschaft. Da Migration und die damit einhergehende Entstehung transnationaler Religionsgemeinschaften solche Transferphänomene befördert, verlangt dieses Forschungsgebiet Methodenpluralismus und die Kooperation mit anderen Disziplinen wie der Religionswissenschaft, der Soziologie und der Ethnologie. Dieser Band versammelt die erweiterten Beiträge des Symposions «Migration und Ritualtransfer: Religiöse Minderheiten zwischen islamischer Welt und westlicher Diaspora». Die Tagung wurde vom islamwissenschaftlichen Teilprojekt «Ritualtransfer» des Sonderforschungsbereichs 619 «Ritualdynamik» der Universität Heidelberg veranstaltet. Zentrales Thema der Beiträge ist der Transfer von Ritualen bei Aleviten, Jesiden und Nusairiern zwischen Herkunfts- und Diasporagemeinden sowie die Untersuchung der damit einhergehenden Transformationen der religiösen Praxis.

A Comprehensive Overview 2003
Edited by Paul J. White
and Joost Jongerden
This volume discusses how the multifaceted reality of Turkey’s Alevis impinges on society and politics in contemporary Turkey. The book provides readers with a vigorous discussion of the origins and history of the Alevis, examines their ethnic identity and cultural representation, as well as appraising their political life and the effect that this had on Turkey’s polity, the Turkish Left and the Kurdish National Movement, and upon the emergence of civil society. It analyses Alevi cultural manifestations and even looks at how Alevi diaspora communities in Europe effect Turkey in various ways. The book therefore provides readers with a convenient handbook of an important group that is largely unknown in the West – Turkey’s Alevis.

Alevi gruplarının yaşadığı tarihsel trajedilerin sonucunda, onlara bütünlüklü bir Alevi teolojisinin miras kaldığını söylemek zordur. Yerel alandaki kimi tecrübe ve birikimler ise kentleşmeyle birlikte işlevini kaybettikleri için, bunlara dayanarak inancın kendini yeniden üretmesi oldukça problemli görünmektedir. Günümüzde kendilerine yön ve yol gösterecek bir tarihsel mirasın yetersizliği Aleviliğin yeniden inşa sürecinde çok önemli problemlerden birisini teşkil etmektedir. Ne yazık ki Alevi aydınları önlerindeki sorunları bu tarihsel mirastan mahrum olarak çözmek zorunda kalmaktadır. Düşünsel sürekliliği problemli bir yapıda her şeye sıfırdan başlamak oldukça dezavantajlı bir durum oluşturmakta, bu nedenle her şeyi yeniden keşfetmenin getirdiği koşullar bazen geleneğin dışına savrulma sonucunu da doğurmaktadır. Bir duruş noktası olmadan üretilen tanımlar “Alevilik nedir?” tartışmalarındaki farklı yorumlarda kendini göstermektedir. Bu çalışma yukarıda sayılan sorunlara bir reçete sunmaktan çok bu sorunların tartışılmasına ve çözümüne yönelik bir çabanın ürünüdür.

Derleyen İbrahim Bahadır
Almanya’nın Bielefeld kentinde 17-18-19 Mayıs 2002 tarihinde “Bilgi Toplumunda Alevilik” adında üç gün süren bir sempozyum gerçekleştirildi. Bu Sempozyum Bielefeld Alevi kültür merkezince Almanya İç İşleri Bakanlığı ve Bielefeld Üniversitesinin desteği ile gerçekleştirildi. Sempozyumlarda okunan tebliğler kitap olarak “Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi Alevi Tarih ve Kültürü” adı ile İbrahim Bahadır tarafından oluşturulup derneğin yayını olarak basıldı.

Cultural, Religious and Social Perspectives 1999
Edited by Tord Olsson, Elisabeth Ozdalga, Catharina Raudvere
In the rising momentum for new and reformulated cultural identities, the Turkish Alevi have also emerged on the scene, demanding due recognition. In this process a number of dramatic events have served as important milestones: the clashes between Sunni and Alevi in Kahramanmaras in 1979 and Corum in 1980, the incendiarism in Sivas in 1992, and the riots in Istanbul (Gaziosmanpasa) in 1995. Less evocative, but in the long run more significant, has been the rising interest in Alevi folklore and religious practices. Questions have also arisen as to what this branch of Islamic heterodoxy represents in terms of old and new identities. In this book, these questions are addressed by some of the most prominent scholars in the field.

Collected Papers of the International Symposium “Alevism in Turkey and Comparable Syncretistic Religious Communities in the Near East in the Past and Present”, April 1995 Edited by Kehl-Bodrogi, Otter-Beaujean and Barbara Kellner-Heikele
This publication deals with contemporary Islamic sects such as the Alevis, Druzes, Alawis, Ahl-i Haqq, and Shabak, discussing various aspects of their beliefs and rituals, modes of recent religious and social transformations, and their involvement in national and ethnic politics.
